Pazar, Temmuz 24, 2011

Batıya Yön Veren Metinler

Batıya Yön Veren Metinler
Kapadokya Meslek Yüksek Okulu

Alev Alatlı'nın bu çalışma hakkındaki yazısından:

Batı’ya yön veren metinler” başlığını uygun gördüğümüz derleme, Batı zihniyetinin gerçeğine aşinalık geliştirmenin yalnızca kendi bireysel varlığımıza ya da ülkemize karşı değil, doğrudan doğruya insanlığa karşı da görevimiz olduğu inancıyla kotarılmıştır. Dizinde göreceğiniz gibi, dört ciltten oluşan eser, İÖ 1400’lü yıllardan başlayan, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar uzanan 3.000 yıllık bir süreçte, Batı zihniyetini şekillendirdiği kabul edilen yaklaşık bin metinden oluşmaktadır.

Bu metinleri bir araya getirirken, kültürel tercihlerimizin olası sapmalarından korunmak için, Yale, Indiana, Washington, Harvard ve Brown üniversitelerinin kendi öğrencileri için bir araya getirdikleri seçkilerin kılavuzluğuna başvurduk. Böylece, Batı zihniyetinin gerçeği şeklindeki ifademizin, günümüzün en iddialı evrenkentlerinin mutabakatını yansıttığından emin olduk. “Batıya yön veren metinler”e aşinalık geliştirecek gayretli ve ciddi okurların, Batı zihniyetini çözümlerken kendi medeniyetimizin düşünsel ürünleriyle de hesaplaşabilecekleri bir zemine kavuşmalarını umuyoruz."...

"...Batı'ya yön veren metinler”in Türk okurlarının istifadesine sunulması gibi bugüne kadar denenmemiş bir çalışmanın en çetin yanı, özellikle de kadim metinlerin çevirilerinde kılavuzluk edebilecek yapıtların kolaylıkla bulunamamasıydı. 1215 tarihli Magna Carta’dan, Çar İkinci Aleksander’ın Özgürlük Fermanı’na, Abraham Lincoln’un Özgürlük Bildirgesi’ne kadar çok sayıda metin, tarihte ilk kez Türkçeleştirildi. Buna karşın, Uludağ ve Elazığ üniversitelerinden Prof. Dr. Zeki Özcan ve Doç. Dr. Cevdet Kılıç’ın bireysel girişimleriyle ürettikleri Plotinus’un Ennead’ları, Bilkent Üniversitesi’nden Dr. Halûk Emiroğlu’nun Corpus İvris Civilis ve Türkiye’de Hukuk’u, Dr. Aytunç Altındal’ın Kilise Babalarına Göre Ekümenik Kavramı gibi fevkalade önemli yapıtlarıyla kavram ve terminoloji mutabakatı sağlanmaya çalışıldı."

Muazzam bir çalışma, gerçekten..

Salı, Temmuz 05, 2011

"PLATON, BİR GÜN BİR ORNİTORENKLE BARA GİRER"den ÖZGÜR BAYKUT'A

Tatil okumalarından:
Platon Bir Gün Bir Ornitorenkle Bara Girer...

Bu kitap, "felsefenin mizah yoluyla daha kolay anlaşılması" amacıyla yazılmış, yazarları ve tüm yorumlar bunu vurguluyor.
Bana da başka bir şeyi bir kez daha doğruladı! O da kıta Avrupası ile Amerika arasındaki duruş ve üslup farkı.
Bu en başta "akademik yazı"larda kendini gösteriyor.
Birincisi bir konuda birşeyler yazıp çizerken, ne kadar ciddi, ne kadar çetrefil olursa o kadar değerli, diğeri aynı şeyi hiç "kasmadan", ne kadar basite indirgeyip ne kadar kolay anlaşılır kılarsa o kadar!
Onlar, bunu yaparken yazın dünyasının akla gelebilecek her türlü anlatım aracını kullanabiliyorlar.
Örneğin "mahremiyet" / "Right to privacy" konusunda okuduğum "Privacy In Atlantis" başlıklı bir makale, antik tiyatro metin formatında kaleme alınmıştı. Oradaki çeşitli karakterler arasında bir de "filozof" vardı. İşte geçenlerde çıktığımız bir haftalık kısa tatilde yanıma aldığım kitaplardan yukardakini okurken, sık sık bunu hatırladım.

Yazarlar Cathcart ve Klein, Harvard'da felsefe okumuşlar, sonra felsefe ile ilintili işlerin peşinde koşmuşlar. Bu arada yazıp durmuşlar. Şimdi birlikte yapıyorlar bu işi. Türkçe'ye Algan Sezgintüredi'nin çevirdiği kitap Aylak Kitap tarafından yayınlanmış. Web sitelerinde diğer kitapları olan ve Türkçe'ye "Nietzsche Öldü Hipopotam Olarak Yeniden Doğdu" başlığıyla çevrilen "Heidegger and a Hippo Walk Through Those Pearly Gates" sesli olarak da yayında... Ana Sayfa'ya Descartes, Berkeley ve Kierkegaard'ın felsefe yaklaşımlarının "kolay yoldan" anlaşılacağı videolar konulmuş.

Ve Özgür Baykut...

Cathcart ve Klein, aynı sitede okuyucu görüşlerine de yer vermişler ki o sayfaya bakarken "bizden" de bir yorum gördüm.
Özgür Baykut yazmış. Kendi blogunun adresini de ekleyerek: ozgurbaykut.com  !
Eh, elbette bu adres de tıklandı... İnanılmaz zenginlikte bir içerik cennetinin içinde buldum kendimi. Bir önceki site de birden son derece yavan geldi. Tasarımı da harika bu blog, "Alaçatı", "Ben çektim", "Keyif Zamanı" ve "Ben Yazdım" başlıklı dört ana bölümden oluşuyor. İran ve Azerbaycan dahil, dünyanın dört bir yanından çekilmiş fotoğraflar, sergi/kitap/müzik yorumları ve Baykut'un kitapları ile çeşitli yazıları keyifle izlenip/okunuyor...

Baykut'un blogunda -ne rastlantı- benim bu yazıma neden olan kısa / Ege yaz tatilinin geçtiği yerlerin çoğu çok ilginç görseller ve ipuçlarıyla birlikte yer alıyordu. (Örneğin bu sayfaya uğrarlarsa, sevgili Gürel Yontan ve Bilge için şurada asla bir daha başka adresle karıştırılmayacak bir "Kırçiçeği" tarifi var! Karabuda'lar da herhalde buraya ilgiyle bakarlar! Ayşe'nin Dolabı'na ben de bayılmıştım!)

1972 doğumlu iş adamı/çok yönlü sanatçı ve yazar Özgür Baykut'un "Tanrı'nın Oyunu" adında bir deneme kitabı ve "40" adında bir romanı yayınlanmış. Üçüncü kitabını yazıyormuş...


Şimdi okurken en çok ne içmeyi seviyorsanız, ondan alın elinize, arkanıza yaslanın ve bu blogu keşfe çıkın bence!

Ha, "ornitorenk" neyin nesi mi?
İşte şuymuş:
John Gould print image of Ornithorhynchus anatinus (platypus), 1863