Çarşamba, Mayıs 22, 2013

BUNU PAYLAŞMADAN GEÇEMEZDİM!

Şilenin Kabakoz koyu ile ilgili birşey ararken (*), şapka çıkarılacak bir emek ve yüksek nitelikli içerik buldum az önce:
"Bir Başka İstanbul" - Adres: http://birbaskaistanbul.blogspot.com
Sahibi ve yazarı Ayşe Gülay Hakyemez'i içten kutluyorum...



Hakyemez, Lokomotif Kültür ve Sanat Derneği'nin de kurucu ve yöneticilerinden imiş.
Ne güzel insanlar ne güzel şeyler yapıyor.
Bunlardan haberdar olmadan bu şehirde yaşamak büyük kayıp aslında.

Bu gibi şeylerle karşılaşınca çok seviniyorum. "Öldük, bittik, battık, geriledik, bizden adam olmaz" ve benzeri teranelerden fena halde sıkılan içim, birazcık olsun aydınlanıyor, ferahlıyor, iyimserliğim tazeleniyor, o yüzden hemen paylaşmak istedim buradan. Belki benim gibi birkaçınız daha mutlu olur böylece...

Bu da o blog üzerinden bulduğum:
"Moda Semt Gazetesi"- Adres: http://modasemtgazetesi.blogspot.com

(*) Kabakoz koyunu ararken işi bırakıp, bütün bunları yazmama neden olan konu "Bir Başka İstanbul"daki şu  gönderi idi: Lokomotif'in Kabakoz'daki Sanat Rezidansı
Daha fazla birşey gösteremiyorum sizlere bu blogdan, çünkü Gülay Hanım hiç bir biçimde alıntı yapılamayacağını çok kesin bir dille belirtmiş. En güzeli tıklayın, kendiniz görün!

Çarşamba, Mayıs 15, 2013

HASLET SOYÖZ ve "DELKOS'TAN KARABURUN'A"


Denizler, denizler, denizler... Tekneler, bulutlar, martılar, balıkçılar, balıkçı sığınakları... Haslet Soyöz'ün üçüncü sergisindeki resimlerin temel konusu bu. "Delkos'tan Karaburun'a" koymuş serginin başlığını zaten. Karaburun sahilinden tuvale yansımalar... 
Rahmi Koç Müzesi'ndeki Sergi, 16 Haziran'a kadar açık.

Milliyet Sanat'tan Yasemin Bay bu serginin "Karaburun'un 44 Hali" başlıklı ilk haberinde Haslet ile yaptığı kısa röportajda Karikatür ile resmin ilişkisini de sormuş. Şöyle yanıt almış:

"...Karikatür ve resim sanatın iki farklı türüdür diyebiliriz. Olayı basitçe ele alırsak karikatür bir olayı anlatır, resim ise yaşatır. Karikatürde de resimde de samimiyete inanırım. İkisinde de zorlamayı sevmem, anlaşılır olmaya özen gösteririm... Karikatür bir an önce kurtulmam gereken başımın belası, kabusum gibidir. Çizerken kendime kendimce koyduğum bir süre vardır. O süre içinde konuyu çizemezsem vazgeçerim. Resimlerimde ise bunun tam tersi oluyor; sabır, sabır, sabır..."
Dün akşamki açılışta eski-yeni Milliyet'li pek çok dost ile karşılaştık ki bizi en az Haslet'in resimleri kadar mutlu eden de bu oldu... Muzaffer Tan, Yalvaç Ural, Tarhan Erdem, Ayça Atikoğlu, Tahir Özyurtseven onlar arasındaydı. Sergi açılışlarını en çok ya da "ancak" böyle zamanlarda seviyorum. 
Yalvaç Ural her zamanki enerjisi ile yeni açılacak Oyuncak Müzesi ve Çocuk Kitaplığı'ndan sözetti. Türkan Saylan Kültür Merkezi'ne bağışlamış tüm koleksiyonunu. Müze ve kitaplık da orada açılacakmış böylece. Ayrılırken bir "hatıra fotoğrafı" da çektirdik elbet!