Çarşamba, Eylül 23, 2015

Redaktör ve Editör ne iş yapar?

K24'de Savaş KILIÇ yazmış:

Türkçede genellikle çeviri bir metnin düzeltilmesi anlamına gelen redaksiyon, kitap yayıncılığının önemli bir aşamasını oluşturur. Çoğunlukla okurun gözünden ırak olan redaktörler tıpkı çevirmenler gibi bir bakıma isimsiz kahramanlardır; hakları okurdan ziyade aynı alanda çalışanlar, çoğunlukla da meslektaşları tarafından teslim edilir ancak. Kitap yayıncılığının temsilinde edebiyat çevirisi teori veya sosyal bilimler çevirisinin önünde tutulduğu gibi, teorik metinlerin redaksiyonu da –bütün meşakkatine rağmen– ilk akla gelen başlıklardan değildir. Bu alanın zorluklarını öğrenmek için deneyimli iki isme, Elçin Gen’e ve Bülent Doğan’a “mikrofon uzattık”....


Pazartesi, Ağustos 24, 2015

MEZOPOTAMYA'DAN BATIYA...

Binlerce yıllık uygarlık kalıntılarının cahilce, canice yakılıp yıkıldığı günümüzde, batılı, çoluğuna çocuğuna Mezopotamya uygarlıklarını öğretiyor bir taraftan...

"Tarihte adı kayda geçen ilk kişi kimdi?" diyor.

"...O bir kral değildi, bir savaşçı değildi, bir şair de değildi" diye devam ediyor... Sonra Sümerlerden kalan ve resimli yazının bir şaheseri sayılan bu tableti gösterip, "o sadece Kushim adında bir saymandı" diyor... Meraklısı bu linki tıklarsa, bu tablette Uruk'taki Inanna tapınağında bira üretiminden sorumlu Kushim'e, 3 yıldan fazla bir süre 134 bin küsür litle arpa teslim edildiğini, arpasından, testi içindeki birasına kadar bir endüstriyel üretim sürecinin resmedildiği en eski tarihi belgenin de bu tablet olduğunu öğreniyor...



Sonra uygarlıklar beşiği Mezopotamyanın neresi, Sümerlerin kimler olduğunu, yazı çeşitlerini, bugün kimlerin sınırlarında bulunduğunu filan...



Kaynak: Who was the First Person in History? | Nat Geo Education Blog

Pazartesi, Temmuz 06, 2015

Google Kültür Enstitüsü / Google Cultural Institute

Google Kültür Enstitüsü, "Google Art Project" ile başlayan Google projelerinin -şimdilik!- en kolay ve hızlı erişilebilen kültür sanat kaynağı... Amacı Web'deki nitelikli kültür - sanat kaynaklarını bulup paylaşmak olan bu blogun da yıllardır gönderme yaptığı pek çok başka kaynağı bünyesinde toplamaya çalışıyor... İçinde Türkiye'den de katkılar var...

Haziran'da Japonya'da yazın gelişini kutlama geleneği ve 18. yy Japon kimonolarından bir seçki:



Google Cultural Institute - Google+

A selection of four unique katabira (帷子) from the Edo period to celebrate the first day of summer in the northern hemisphere. These unlined kimono garments were an elegant way to keep cool in 18th-century Japan.
From the collection of the Nara Prefectural Museum, on view at: https://goo.gl/b8ZvQY

Pazartesi, Nisan 13, 2015

RASİM KONYAR'IN YENİ SERGİSİ: "DÖNÜŞÜM"! 9 Mayıs'tan - 31 Mayıs 2015'e kadar!

Rasim Konyar, 9 Mayıs'ta "Dönüşüm" başlıklı yeni bir sergi açıyor. Yeni heykellerini, yeni resimlerini göreceğiz...
Sergi metnini ise Gönül Karakan yazmış.
Benim çok hoşuma gitti Rasim'in sanatını anlatışı:

"Gerçek ilerleme, ilerici olmaktan değil, ilerliyor olmaktan meydana gelir…"
Bertolt Brecht, 1930

Tarihin en eski derinliklerindeki simge yüklü biçimlerden, Anadolu'nun isimsiz kahramanlarına, tanrıçalara, insana ve kışkırtıcılığına, gizlenen maskeli bedenlerden rütbelere, buluntu çanlardan; metal levhalara, taşa, bronza ve altına dokunuşun karşılığı olan "Alşimist formlar"a, mermer yontulardan, "Bronz Anadolu"ya…  Rasim Konyar, kendi topraklarında uygarlığın izini sürerek, baştan beri değişime ve sürprizlere açık ilerleyen sanatını, her dönem değişkenlik gösteren malzemenin estetiğiyle akıcı bir kararlılık içinde bugüne  taşımış bir sanatçı.

Sanat, yaşayan bir organizma olarak, diyalektiği, varoluşu gereği bedeninde taşır. Sanatçıların bir dönem somut biçim yaratmaya sonsuz özlem duyarken, biçimden uzaklaşmaya duyacağı özlemin de pek uzak olmayışı bu sebepten olsa gerek. Burada aslolan ilerlemenin temelinde yatan anafikrin sürekliliğidir. Bu yol üzerinde değişim kaçınılmaz olabilir. Rasim Konyar, heykellerinde hacim estetiğini oluştururken gösterdiği ciddiyeti, izleyici karşısında aynı oranda "masum bir gülümsemeye" çevirebilecek bir algı paradigmasına dönüştürmesi açısından Türk heykel sanatı içinde önemli bir yere sahip. Biçimsel oluşumunda malzemenin estetiğini, insanla ilgili organik bileşkeler ve niteliklerle oluşturan sanatçı, bugün aynı nitelikleri 20. yüzyılın başında olduğu gibi daha konstrüktif bir yapı içinde gizlemiş görünüyor. Geçmiş dönem sergilerinde gördüğümüz Anadolu Uygarlıkları ve müzelerdeki eserlerden etkilenerek, Anadolu tanrıçalarına ve arkeolojik buluntulara yaptığı göndermeler, yerini biçimsel değişimin çıkış noktası olan, gerçekçi anlayıştan, soyut bir anlayışa bırakıyor.

2008'de malzeme olarak metalin tercih edildiği "Alşimist Formlar" sergisi, "Bronz Anadolu" ile "Maskeler ve Rütbeler" sergilerindeki grotesk etkiden sıyrılıp, detayları eksilterek, formlarda sadelik arayışının ilk göstergelerini verir. Brecht'in dediği gibi; "ilerliyor olmaktan gelen bir ilerleme…"
Öte yandan, eserlerindeki döneme, dönemin estetiğine, topluma ve bireyin kendisine atfedilen hicvin, bugün yaptığı eserlerde de var olduğu gerçeğini reddedemeyiz. Üstelik, heykel sanatının ihtiyaç duyduğu ölçüde ve son derece kontrollü bir yol izleyerek. Konyar'ın yeni eserlerinde normal bildiğimiz görünür estetikten, bir "kavramlar estetiği"ne doğru kaydığını izliyoruz. Öyle ki bu kavramlar, Amerika California'da bir marangoz atölyesindeki atık tahta parçalarını yapılaştırıp, hazırladığı üç boyutlu geometrik formlara, giderek renkli metal heykellere ve demir levhalara dönüşecek kadar ileriye gitmiş. Bu eserlerde mimari bir etkinin de olduğu gözlenir. Yer yer abartılı ve çarpıtılmış bu formları bir araya getirerek oluşturduğu, endüstriyel demekten çekinmeyeceğimiz bu heykeller, her ne kadar bir bakışta mimari bir etki yaratsa da, son derece hesaplı organize edilmiş elemanları, şiirsel bir akış içinde zihne ulaştırır.

Konyar'ın büyük bir teknik çabayla renklendirdiği bu çalışmalarda, izleyici üzerinde "müziğin notaları gibi" bir izlenim bırakmak istemesi, yaptığı çarpıcı etkinin farkındalığını gösteriyor. Böylece sergide yeni olanın ipucunu da vermiş oluyor seyirciye. Çok iyi tecrübe edilmiş bir bilgi, ancak bu tecrübeden sonra bir oyuna dönüşebilir. Konyar, uzun yıllar deneyimlediği ve ustalaştığı metalin üzerinde, şimdi bir cambazlık oyunu sergiliyor… Elbette geçmişte iyi tanıdığı organik formları bu sefer eğip bükmek, keskinleştirmek ya da yetmeyerek renklendirmek ihtiyacı içinde olması doğaldır ve bunu da aklın egemenliğinde başarmıştır.

20. yüzyılın başında Konstrüktivizm'in, yalın geometrik biçimler ve endüstriyel malzemeden yararlanan heykel sanatının bir kolu olması, onu El Lissitzky'nin dediği gibi; "Çağımız artık içinde elektronik beynin bulunduğu dinamolu kafatasının çağıdır" gerçeğiyle örtüştürür. Hangi akım olursa olsun, bir alışkanlık olarak, izleyici sanatçıyı sınırlar içine yerleştirse de o görünmesi istenilen yerde değil, olmak istediği yerdedir.

Konyar, öteden beri biçime yüklediği insanla ilgili olan tüm organik niteliği, transavangard bir dönüşümün eşiğine taşıyor. Yeni dünyanın ve bugünün bireyine getirdiği eleştiriyi, eserleriyle sınarken; kaotik ve yaşamsal yapısına bugün keskin biçimlerin hicviyle yanıt veriyor.  "Dönüşüm" sergisi, biçimi uzun yıllar değişik malzemelerle tecrübe etmiş bir sanatçı için hem formu yeniden ele alması, hem de renklendirilmiş üç boyutlu eleman olarak yeniden yorumlaması açısından büyük önem taşıyor.

Gönül Karakan
Şile, Mart 2015

Rasim Konyar
Rasim Konyar


RASİM KONYAR / DÖNÜŞÜM
KIZILTOPRAK SANAT GALERİSİ / 9 Mayıs 2015- 31 Mayıs 2015

Kızıltoprak Sanat Galerisi
Pazar ve Pazartesi kapalı, diğer günler: 12:00 - 19:00 saatlerinde açık
Kızıltoprak, Rüştiye Sok. 47/1 Kadıköy 81030 İstanbul
(0216) 418 3806, kiziltopraksanatgalerisi.net

Not: Bu haberde yer alan yazılı bilgileri, buradaki ve diğer fotoğrafların tamamı ve yüksek çözünürlükteki versiyonlarını, burada yer alamayan Hümeyra Konyar tasarımı sergi kitapçığı ve diğer malzemeyi derli toplu ve bir arada bulup indirebileceğiniz adres; Banu Zeytinoğlu İletişim:! 
Tıklayınız: http://medya.bkziletisim.com/RASIM_KONYAR



HEYKELLER
ERK
AĞIRLIK
BASAMAK
EĞRİLERİN TOPLAMI
KUTULAR
MONO
RAMPA
SEF
SORTİ
WALT
MICHAEL
ÖRS


RESİMLER

 
ADSIZ 1
ADSIZ 2
ADSIZ 3
ADSIZ 4
ADSIZ 5

RASİM KONYAR

1951'de, İstanbul'da doğan Konyar, 1975 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Dekoratif Sanatlar Bölümü'nden mezun oldu. Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü'nde bir yıl ihtisas yaptı.
1973-1976 Ankara Sanat Tiyatrosu'nun sahnelediği bazı oyunların dekor ve kostümlerini gerçekleştirdi.
1976-1980 yılları arasında School of Visual Arts (New York Görsel Sanatlar Yüksek Okulu)  ve San Diego State University, California'da Roy Paul Madsen'dan animasyon ve film eğitimi aldı. Mezuniyet Projesi olan kısa metrajlı filmiyle "En iyi Kamera Ödülü"nü kazandı.
1986 "Vatan Yolu" adlı senaryosu Almanya'da ödül aldı.
1987-88 Bu senaryosundan yola çıkarak; aynı adlı uzun metrajlı filmin yönetmenliğini yaptı. Vatan Yolu adlı film; Hoff, Berlin, İstanbul, Chicago ve Cannes Film Festivalleri'nde gösterildi.
1989 "A Country Between Worlds" (Kıtalararasındaki Ülke) adlı Türkiye ve GAP Projesi üzerine iki ayrı belgesel çekti.
1989 California'da heykel ve resim çalışmaya başladı.
1992'ye kadar Los Angeles'da yaşayan sanatçı, Türkiye'ye dönüşünden sonra çalışmalarını İstanbul Şile'deki atölyesinde sürdürdü.
1994 Şubat ayında; Vakko İstanbul Sanat Galerisi'nde, Türkiye'deki ilk kişisel heykel sergisini açtı.
2009 yılında yeniden Amerika'ya yerleşen Konyar, çalışmalarını hem İstanbul Şile, hem de California San Diego'daki atölyelerinde yürütüyor.
Heykellerinde mermer, bronz, mozaik ve metal demir levha; resimlerinde ağırlıklı olarak tuval üzerine yağlı boya kullanan sanatçı, sergilerini "Maskeler ve Rütbeler, Bronz Anadolu, İnsan ve Varlık, Dengeler ve Cambazlar, Füseyfisa, Ağaçlar, Gemiler, Alşimist Formlar, Dönüşüm" gibi çeşitli konseptler altında topladı.

KURUMSAL HEYKELLER 
1998 yılında başlayan ve TÜBİTAK-TTGV-TÜSİAD tarafından düzenlenen Teknoloji Kongresi'nin "Teknoloji Ödülü" ile "Başarı Ödülleri" heykellerinin tasarımını gerçekleştirdi. Bu ödüller her yıl tekrar ediliyor.
2000 yılında İstanbul'da düzenlenen "Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı Kongresi" için kalite ve yönetimi temsil eden kalıcı bir heykel yaptı. Bu heykel, her yıl kongrenin tekrarlandığı Avrupa kentlerine gönderilerek el değiştiriyor.

ANIT HEYKEL 
2003 yılında, Nurol İnşaat tarafından gerçekleştirilen Kelkit Barajı için bir anıt tasarladı. "Kelkit Barajı'nda hayatını kaybedenler" anısına tasarladığı anıt heykel,  aynı yıl baraj alanına monte edildi.

KOLEKSİYONLAR 
Yapıtlarından bazıları Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Akbank, Garanti Bankası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Koleksiyonları'nda yer alıyor.

BÜSTLER 
1993 TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği)'ın  İstanbul'daki Genel Merkezi ile çeşitli illerdeki 14 temsilciliğine bronz Atatürk büstleri yaptı.

KİŞİSEL SERGİLER 
1991 Santa Monica Stone Design / Los Angeles, Califoria, ABD
1994 Vakko Sanat Galerisi, İstanbul
1994 Vakko Sanat Galerisi, İzmir
1994 Arkeoloji Müzesi, Bodrum
1995 Vakko Sanat Galerisi, Ankara
1996 Maskeler ve Rütbeler / Aksanat, İstanbul
1997 Maskeler ve Rütbeler / Vakko Sanat Galerisi, İzmir
1997 Bronz Anadolu / Armada Hotel, İstanbul
1997 Bronz Anadolu / Ankara, Bükreş, Sofya, Üsküp
1998 Bronz Anadolu / Uluslararası Eskişehir Festivali
1998 Bronz Anadolu / Selçuk Yaşar Sanat Galerisi, İzmir
1998 Bronz Anadolu / Turkuaz Sanat Galerisi, Ankara
1998 Bronz Anadolu / Kızıltoprak Sanat Galerisi, İstanbul
1999 Dengeler ve Cambazlar / PG Art Galeri, İstanbul
2000 İnsan ve Değişim / Karsu Sanat Galerisi, İstanbul
2001 İnsan ve Değişim / Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2002 Kültür Bakanlığı, New York Konsolosluğu, ABD
2005 Galeri Artist, İstanbul
2005 Galeri Jazz Now Art, Bodrum
2007 Kızıltoprak Sanat Galerisi, İstanbul
2008 Antik Park Sanat Galerisi, İstanbul
2011 Encinitas Public Library, San Diego, California, ABD
2012 Encinitas Civic Center, San Diego, California, ABD
2012 Terakki Vakfı Sanat Galerisi, İstanbul
2013 San Diego Botanic Garden, Sculpture in the Garden, ABD
2013 Kızıltoprak Sanat Galerisi, İstanbul
2014 San Diego Botanic Garden, Sculpture in the Garden, ABD
2015 Dönüşüm / Kızıltoprak Sanat Galerisi, İstanbul
2015 San Diego Botanic Garden, Sculpture in the Garden, ABD

KARMA SERGİLER 
1990 Los Angeles Art Association (Los Angeles Sanatçılar Birliği)
1991 Barakat Sanat Galerisi, Beverly Hills Rodeo Drive, Los Angeles
1995 Vakko Sanat Galerisi, İstanbul
1996 6. İstanbul Sanat Fuarı
1997 7. İstanbul Sanat Fuarı
1997 13. İstanbul Antika ve Dekoratif Sanat Fuarı
1998 Yüzyüze (Türk ve Yunan Sanatçıları Karma Sergisi), Atina
2000 Yüzyüze (Türk ve Yunan Sanatçıları Karma Sergisi), İstanbul
2001 11. İstanbul Sanat Fuarı / Kızıltoprak Sanat Galerisi
2002 2. Ankara Sanat Fuarı / Armoni Sanat Galerisi
2004 Adalar Sanat  Festivali
2004 İSTART İstanbul Sanat Fuarı
2005 İSTART İstanbul Sanat Fuarı
2005 Kızıltoprak Sanat Galerisi, İstanbul
2007 İstanbul Sanat Fuarı
2008 Tolga Eti Sanatevi / İstanbul
2014 Tunca Sanat Galerisi / Akmerkez, İstanbul

Pazar, Nisan 12, 2015

SANAT DOSTU NOTRE DAME de SION FRANSIZ LİSESİ

"Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nin ne kadar sanat dostu olduğunu meraklılar çok iyi bilir. Okulun web sitesinde de bu tür etkinliklerle ilgili tüm bilgiler bulunuyor bkz: Notre Dame de Sion Fransız Lisesi

Şu sıralar seri konserler var.

14 Nisan Salı akşamı Saat 19. 30'da, Florence Delaage piyano resitali
16 Nisan Salı da Aslı Özbayrak Çivicioğlu ve Burcu Aktaş Urgun'un Keman ve Piyano resitali... 
Bu konuda okul ile iletişim kurmak isteyenler ndskulturetkinlikleri@nds.k12.tr adresine herhalde yazıp bilgi alabilirler...
Öte yandan, amacı dünyanın dört bir yanından seçilmiş, uluslararası düzeydeki profesyonel müzisyenleri bir araya getirmek ve tanıtmak olan, onbin dolar ödüllü "İstanbul Orchestra’Sion - Uluslararası Piyano Yarışması" da çok heyecan verici... 

Pazar, Mart 22, 2015

"7. SANATA BİR ADIM" SERGİSİ ve KARINCA KISA FİLM SİNEMASI

Yaşasın!

Artık kısa filmlerin de bir sineması oluyor: Karınca Kısa Film Sineması!

2015 Nisan'ından itibaren hayata geçecek bu sinema, İstanbul'da, TÜRVAK'ın (Türker İnanoğlu Vakfı) 82 koltuk kapasiteli, donanımlı ve şık Sinema Müzesi salonunda yaşayacak... Haftanın her günü Türkiye'den ve dünyadan, ödüllü, önemli, başarılı kısa filmlerin dönüşümlü seanslar gösterileceği sinemada söyleşiler, paneller, açık oturumlar, atelye çalışmaları ve yarışmalar da yapılacak...

Adres: Yeni Çarşı Cad. No: 24, Galatasaray Meydanı, Beyoğlu.

Kısa Film Sineması'na bir başlangıç desteği olması amacıyla, Yönetmen, Tasarımcı, Resim ve Fotoğraf sanatçısı ve akademisyen Mustafa Ziya Ülkenciler de 27 Mart 2015, Cuma günü, Galatasaray Meydanı'nda "7. Sanata Bir Adım" başlıklı bir fotoğraf sergisi açıyor. Sergide göreceğiniz -sergiye gelemiyorsanız http://www.karincakisafilmsinemasi.com/wp/ adresinden bakıp beğeneceğiniz-  (herbirinden 30x40 cm boyutunda sadece 30 adet olup 1'den 30'a kadar numaralanmış) fotoğrafların Ülkenciler'in özgün imzalı baskılarını, 250 TL karşılığında satın alabiliyorsunuz...
Hatta, haydi, hemen tıklayın, seçin! Sayfada verilen banka hesabına bedeli çevrimiçi transfer edin...
Böylece Kısa Film Sineması'na seyircisinin de bir kısa katkısı olsun...

Kısa Film Sineması'na şimdidien teşekkürler, içten başarılar...


Cuma, Şubat 13, 2015

TAN ORAL'DAN "EĞLENCELİK"... 12 Şubat- 8 Mart 2015 - Schneidertempel Sanat Merkezi


Schneidertempel Sanat Merkezi12 Şubat – 08 Mart 2015 tarihleri 

arasında, Tan Oral'ın “Eğlencelik” çizgiler başlıklı karikatür sergisine 

evsahipliği yapıyor...



Tan Oral, 2008-2014 yılları arasında Taraf gazetesinde günlük olayları 

yorumluyordu. Bir davet üzerine başladığı "Taraf'ta çizgi serüveni" 2014 yılında 

son buldu. Bu sürede, arka sayfada başlayan, iç sayfalarda, eklerde devam 

eden, kimi vinyetler de dahil, ikibine yakın çizimi yayımlandı. Çizimlerinin 

yaşadığımız günlere bakışı, eğlenceli bir seçkiyle işte bu sergide yer alıyor. 


“Eğlencelik”de Oral'ın daha sonra t24 haber sitesinde devam eden 

çizgilerinden bazı örnekler de yer alıyor. 

Serginin en ilginç yanı “Al-Git” uygulaması... Bundan kasıt; izleyicinin,

ilgilendiği/beğendiği çizimi serginin sona ermesini  beklemeden alıp gitme 

olanağı! "Al-Git" formülünü, 1921'de ünlü ressam Max Ernst de "Girişi Serbest/ 

Sergiyi Gez/ Çıkışı Kolay" diyerek uygulamış:

Kaynak: Elza Adamowicz (Google Books)