İranlı kadınların internet günlükleri...
Bir süredir, internet kullanımı ile ilgili hemen her yayında “İran” özel bir yer tutmaya başladı. BBC, en büyüğü NRI (“Neda Rayaneh Institute”) olmak üzere, İran’da 8 internet erişim hizmeti sağlayan kuruluş olduğunu söylüyor. Iran’da internet erişmi sağlayan ilk kurum devlete ait “DCI” (Data Communication Company of Iran) olmuş. Bugün de aynı kuruluş denetimi elinde tutuyor. Bu insanların hangi kaynaklara erişebileceklerinin bu kuruluş tarafından belirlenmesi anlamına da geliyor. George Town Üniversitesi’nin kurduğu “Ortadoğu’da Yeni Medya ve Bilgi Teknolojileri” bölümünde Farhang Rouhani’nin İnteret erişimi ve kullanımının İran’daki farklı politik özellikleri hakkında yazdığı makale bu konuda ilginç bilgiler içeriyor.
Kadınların ise İran’daki internet kullanıcıları arasında daha özel bir yeri var. Nedeni açık. Yıllardır baskı altında tutulmaları, dolayısıyla “iletişim” kuramamaları. Yine BBC’nin bir haberine göre 2001’de 400.000 kayıtlı kullanıcısı olan ve önümüzdeki yıllarda bu sayının 15 milyona ulaşacağı tahmin edilen internet ile özellikle kadınlar yeni bir “ses” kazanıyor. Aynı haberde İranlı kadınların bugüne kadar tabu sayılan ve üzerinde konuşulması yasak olan seks ve seks ilişkileri hakkında artık internet aracılığıyla özgürce fikir yürütmeye başladıkları belirtiliyor.
BBC’nin, bu olgunun en somut göstergesi olarak dayanağı, “web-kütüğü” (“web-log”) denilen, çevrimiçi günlükler... Biçimlendirilmesi için web tasarımı bilgisi gerektirmeyen bu günlükler bir kere başlatıldığında etkileşimli de kılınabiliyor. Böylece günlük sahibi, içeriğini her güncellemesinden sonra yeni eklediği mesajlara tepkiler alabiliyor. Kimliğini belirtmeden böyle bir günlük tutan kadınlardan biri, bu yolla korku, endişe ve beklentilerini paylaşmaya başladıktan sonra onu okuyan bazı erkeklerin “kadına bakış”larını değiştirdiklerini, bazılarının ise “İranlı kadınlara saygısızlık ettiği” görüşü ile kendisini aşağıladığını ama sonuncuların azınlıkta olduğunu söylüyor...
İranlı kadınlara “web-kütüğü tutma” yolunu ilk açan Kanada’da yaşayan gazeteci Hüseyin Derakşan olmuş. Derakşan’ın, bir web-kütüğünün nasıl başlatılacağı ve sürdürüleceği konusunda Farsça ve basit bir dille yazdığı rehberden 7 ay sonra tam 1200 web-kütüğü yayına girmiş. 27 yaşında bir gazeteci ve “mültimedya” tasarımcısı olan Derakşan, bu işi de kendi web-kütüğünden yapmış, çünkü İran’daki basın sansürüne karşı yazdığı yazılardan sonra İran gazetelerinde herhangi bir biçimde “fikir beyan etmesi” pek mümkün değil... İranlı kadınların web-günlüklerinin bir listesini de tutuyor ancak bunları okuyabilmek için Farsça bilmek gerekiyor...
Sivil toplum örgütlenmelerinde de başı çeken İranlı kadınlar, yalnızca “içlerini dökmekle” kalmıyor elbette... Kültür ve sanatlarını dünyaya taşımak için önemli atılımlar yapıyorlar. Örneğin 1953 doğumlu çağdaş ressam Farah Osouli ile yapılmış “Neden Farklı Olmayalım?” başlıklı bir söyleşide, Farah, “insan figürü resmetmek günah sayıldığı için doğu sanatının daha çok dekoratif kalmasının nesi varmış, neden farklı olunmasın?” derken satır aralarında ilginç mesajlar veriyor…
Velhasıl internet kullanıcısına bağlı olarak hayatı değiştiriyor işte…
YAYIN: 8 Ağustos 2002, Milliyet Kültür ve Sanat Eki