Nuhoğlu'nun "Mardin"leri, Belen'in "çardakları", Emrecan'ın "kuşları"...
Antalya I. Resim Festivali'nden...
“Son yıllarda turizm alanında yaptığı atılımlarla ülkemiz ekonomisine büyük katkıda bulunan Antalya'nın sadece deniz, güneş, kum ve tarihi değerleri boyutuyla tanıtılmasının artık yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Kentimizin, sosyal ve kültürel yaşamında söz sahibi olan kurumlar, Antalya'nın ülkemiz kültür sanat ortamına katkıda bulunacak aşamaya geldiğini vurgulamaktadırlar... Ancak bu kurumların kente var olmaları yeterli değildir. Varlıklarını sürdürmeleri, kent yaşamının bir parçası durumuna gelmeleri yerel yönetimlerin çabalarıyla olasıdır. Sanatın, kültürün bir kentin yaşam biçimine dönüşmesi belediyelerin görevleri arasındadır. Antalya Büyükşehir Belediyesi, bu anlayıştan yola çıkarak 1. Antalya Resim Festivali'ni düzenlemeye karar vermiştir.”
Geçen kış, İstanbul’da, Armada Otel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla Doktor Başkan Kumbul’un gerekçesini böyle anlattığı “o Festival”in zamanı gelince – 14-20 Ekim- biz de Antalya’ya gidiyoruz. Kültür Bakanlığı, Antalya Kültür Sanat Vakfı, (AKSAV), Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) işbirliğiyle düzenlenen Festival açılışını ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen ile birlikte yapan Başkan Kumbul’u, Cam Piramit’te düzenlenen uluslararası Resim Fuarı’nda, eşi ve dostlarıyla birlikte suluboyaları gezerken buluyoruz:
“Her bıyıklı Stalin değildir”
“-Mutlaka eksikliklerimiz vardır ama, çok heyecan verdi bu festival bana” diyor Doktor Kumbul... Festival gerçekten heyecan verici, çünkü Kültür Parkı, Kır Kahvesi, Yavuz Özcan Parkı, Mermerli Park, Türk Evleri Terası, Yat Limanı, Kalekapısı, Üçkapılar, Karaalioğlu Parkı, Akdeniz Üniversitesi Kampüsü üs alınmakla birlikte “Winsor & Nevton Resim Yarışması ve Sergisi”, Konferans, Söyleşi, Panel, Özgün Baskı, Duvar Resimleri Uygulamaları, Açık Havada Resim Çalışmaları ve Sergisi gibi etkinlikler neredeyse tüm Antalya’ya yayılmış.
Açılış’ta AKM’de “Kent ve Sanat” genel başlığı altında yapılan Panel’e de ülkenin bu konuda düşünce üretecek önemli bilim insanları ve sanatçıları katılmış: Prof. Dr. Adem GENÇ, Prof. Dr. Tomur ATAGÖK, Prof. Dr. Metin SÖZEN, Prof. Kaya ÖZSEZGİN, Prof. Dr. Yüksel BİNGÖL, Prof. Dr. Hüsamettin KOÇAN, Prof. Dr. Zafer GENÇAYDIN, Prof. Dr. Ali AKAY, Doç.Dr. Zeynep Yasa YAMAN, Gürbüz AYDIN (GÜSAD), Neşe KAREL, (Yerel Gündem) Giray ERCENK, Antalya Kültür Sanat Vakfı/ Sırma TECELLİ, ANSAN, Prof. Dr. Mehmet ARMAN, Antalya Sanat Derneği, Sedef ALTUN, Mimarlar Odası, Selahattin TONGUÇ, Mehmet GÜLERYÜZ, Turgay GÖNENÇ ve 1976’da Belediye İşhanı duvarına yaptığı ‘‘Prometheus’’ resmi, ‘‘Stalin’e benzetildiği için 12 Eylül 1980 harekâtından sonra silinen” Orhan TAYLAN...
Panel'de bu işlemin tanığı eski belediye başkanı Tonguç tarafından bu olayın tekrar gündeme getirilmesi üzerine “Her bıyıklı Stalin değildir” diyen Taylan, daha sonra bu Festival ve Yarışma konusundaki görüşlerini “orhantaylan.com” adresindeki web sitesine de taşımış. Festival sırasında "duvar resimleri" de gündeme alınmakla birlikte, yine Antalya’da Şerif Erginbay (e-postası: serginbay@hotmail.com) yönetiminde yayımlanan kültür ve edebiyat dergisi “Bahçe”nin Eylül-Ekim 2002-31.sayısında yer alan, Sabahattin Şen'in “Duvar Resminin Derinliği” de okunursa, konunun derinliği daha iyi anlaşılıyor...
13. yüzyıldan bugüne Çardaklar
ve
Antalya’ya taşınan Mardin...
Ödül kazananların listesi Festival’in “www.antresimfest.org“ adresindeki web sitesinde mevcut... Bu hafta, biri mimar, biri tekstil mühendisi iki sanatçı ile bir küçük sanatçının yaptıklarını sunalım...
Bunlardan biri, son yıllarda farklı mesleklerden olsalar bile ortak noktaları “duyarlılık dozu yüksek” olanların müptela olduğu “Mardin sendromu”nu, çeşitli araç-gereç ve teknik (seramik, bakır üzerine gravür ve boyada karışık malzeme) kullanarak harika resimlere dönüştüren Y.Mimar Melek Nuhoğlu. İstanbullu Nuhoğlu, çeşitli “Mardin”leri Antalya'ya taşımıştı.
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Bölümü mezunu Çiler Belen ise “Taş” temalı işlerinin yanısıra, geçmişi 13. yüzyıla kadar dayanan bir geleneğin temsilcisi olup, Akdeniz ülkelerinden İspanya, İtalya, Yunanistan’da da görülen ve bugün yokolmuş “çardak”ların, Antalya’da hâlâ bulunan örneklerinin korunmasına dikkat çekiyordu. “800 yıllık çardakları yok etmek yerine, koruma altına almak gerekir. Talandan kurtaramadıklarımızın hiç olmazsa suretleri kalsın diyerek onalrı resmettim” diyen Belen1993’den bu yana kıl tela, ham keten, ham ipek üzerine tekstil boyası ile çalışmalar yapıyor...
Çiler Belen ve Çardakları...
Belen’in çakıl taşları...
Ve... Emrecan’ın özgür kuşları...
Bunlar da 1991 Denizli doğumlu küçük ressam Emrecan Sandal’ın işleri... -Sergiyi birlikte gezdiğim ressam arkadaşımın Emrecan’ın fırçasını çok "özgür", çok "yürekli" bulup, bu resimlere “bayıldığını” belirteyim!-
ve özgürce resmettiği diğerleri...
Emrecan sandal kimmiş? (C/V) ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder