2008 International Dance Day Message
By Gladys Faith AGULHAS
By Gladys Faith AGULHAS
The spirit of Dance has No colour, No selected shape or sizeBut Embraces the Power of Unity, Strength,And Beauty found within us.
Each Dancing Soul, Young, Old, person livng with a disABILITYCreates and transforms ideas into life changing moving Art.Dance is the mirror reflecting the impossible made possible.For all to touch, hear, feel and experience.
Sounds from our hearts and Soul is our rhythm,Our every move reveals the history of mankind.It is the element where the Human Spirit can embrace the ultimate Freedom.
Whenever our hands touch, something beautiful happens,What the Soul remembers, the body portrays through movement.Dance is therefore the healing force for all to access,You are my eyes and I am your feet.
Celebrate INTERNATIONAL DANCE Day,
Use your Passion for Dance to heal each other, Unify your dance community, Most importantly be the Best that you can be in your Own Right,
We are able to stand unified through the Power and Spirit of Dance.
GLADYS FAITH AGULHAS
______________________________________________________________
DÜNYA DANS GÜNÜ’NDE TÜRKİYE’DEN MERHABA!
Osman ŞENGEZER
Dil, din, ırk, renk, kültür, ayrımına karşı çıkan, hiçbir aracıya, çevirmene gerek duymayan, evrenseli yakalamış bir sanat dalı. İnsanı insana, insan bedeniyle anlatan, yorumlayan bir sanat.
İnanılmaz çok yönlülüğü, engin kültürü ve de insanlığı şaşırtan dehasıyla Atatürk
1936’da Ankara Devlet Konservatuvarını kurdurdu. Konservatuvarda bale de öngörüldüyse de, bu olgu 1950’de gerçekleşebildi. Türkiye’ye 1947’de gelen dünyanın on büyük bale otoritesinden biri olan Dame Rinette Valois 1948’de Yeşilköy’de Bale Okulu’nu kurdu. Sevgili “Madam” Türk balesini 100 yaşına kadar yalnız bırakmadı.
1950’de Ankara’ya taşınan Valois’in Devlet Konservatuvarı’nda bir avuç gençle başlattığı bayrak yarışı sürüp gitti. Avrupa’da yarım asır önce başlamış bu sanata hızla adapte oldu. Alt yapısı zengin bir folklör kültürüne dayanan insanımız bu oluşuma ayak uydurdu. İlk kuşak dansçılar uzun yıllar büyük uğraş vererek, bizde yeni bu sanat anlayışını yaygınlaştırdılar, anlattılar, sevdirdiler.
Devlet Tiyatroları bünyesindeki Opera Bölümü, uzun politik ve ekonomik uğraşlardan sonra ayrılıp Devlet Operası adını aldı. Baleye yakınlıyla bilinen, büyük opera adamı Aydın Gün, bu oluşumu yeterli bulmadı ve de Valois’nın katkılarıyla ismi değiştirilerek Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruldu.
Yetişen yeni kuşaklar çoğalarak koreograf, besteci, notatör, öğretmen, repetitör sahne gerisi kadrolarını oluşturdular. Buna paralel olarak orkestralar kuruldu; müzikçiler çoğaldı, dekoratörler kostüm çizerleri bale için çalışmaya başladı. Yurt genelinde konservaturların sayısı arttı. Üniversitelere dans bölümleri eklendi; özel bale, dans okulları yaygınlaştı. Yayımlanan kitaplar, dergiler, düzenlenen sempozyumlar, belgesel filmler, yarışmalar bir güç oluşturdu. Eleştirmenleri, araştırma yazarlarıyla birleşip; ülke çapında bir “Dev” olarak nefes olmaya başladı. Politik ve siyasi çalkantıları ustalıkla atlatıp, kendi yolunda ustalığa, olgunluk çağına ulaştı. Doğal olarak ülke kültür politikalarında daha aşılacak çok virajlar bulunmakta. Ama bu potansiyel güç, bir çok çözüm geliştirecektir.
International Theatre Institute UNESCO - Uluslar arası Tiyatro Enstitüsü UNESCO 1982’den bu yana her 29 Nisan’da Dünya Dans Günü’nü kutluyor. Klasik balesiyle, modern dansıyla, tiyatro balesiyle, caz ve salon danslarıyla, folklör danslarıyla Dünya Dans Gününe “Merhaba!”.
______________________________________________________________
DÜNYA DANS GÜNÜ’NDE TÜRKİYE’DEN MERHABA!
Osman ŞENGEZER
Dil, din, ırk, renk, kültür, ayrımına karşı çıkan, hiçbir aracıya, çevirmene gerek duymayan, evrenseli yakalamış bir sanat dalı. İnsanı insana, insan bedeniyle anlatan, yorumlayan bir sanat.
İnanılmaz çok yönlülüğü, engin kültürü ve de insanlığı şaşırtan dehasıyla Atatürk
1936’da Ankara Devlet Konservatuvarını kurdurdu. Konservatuvarda bale de öngörüldüyse de, bu olgu 1950’de gerçekleşebildi. Türkiye’ye 1947’de gelen dünyanın on büyük bale otoritesinden biri olan Dame Rinette Valois 1948’de Yeşilköy’de Bale Okulu’nu kurdu. Sevgili “Madam” Türk balesini 100 yaşına kadar yalnız bırakmadı.
1950’de Ankara’ya taşınan Valois’in Devlet Konservatuvarı’nda bir avuç gençle başlattığı bayrak yarışı sürüp gitti. Avrupa’da yarım asır önce başlamış bu sanata hızla adapte oldu. Alt yapısı zengin bir folklör kültürüne dayanan insanımız bu oluşuma ayak uydurdu. İlk kuşak dansçılar uzun yıllar büyük uğraş vererek, bizde yeni bu sanat anlayışını yaygınlaştırdılar, anlattılar, sevdirdiler.
Devlet Tiyatroları bünyesindeki Opera Bölümü, uzun politik ve ekonomik uğraşlardan sonra ayrılıp Devlet Operası adını aldı. Baleye yakınlıyla bilinen, büyük opera adamı Aydın Gün, bu oluşumu yeterli bulmadı ve de Valois’nın katkılarıyla ismi değiştirilerek Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruldu.
Yetişen yeni kuşaklar çoğalarak koreograf, besteci, notatör, öğretmen, repetitör sahne gerisi kadrolarını oluşturdular. Buna paralel olarak orkestralar kuruldu; müzikçiler çoğaldı, dekoratörler kostüm çizerleri bale için çalışmaya başladı. Yurt genelinde konservaturların sayısı arttı. Üniversitelere dans bölümleri eklendi; özel bale, dans okulları yaygınlaştı. Yayımlanan kitaplar, dergiler, düzenlenen sempozyumlar, belgesel filmler, yarışmalar bir güç oluşturdu. Eleştirmenleri, araştırma yazarlarıyla birleşip; ülke çapında bir “Dev” olarak nefes olmaya başladı. Politik ve siyasi çalkantıları ustalıkla atlatıp, kendi yolunda ustalığa, olgunluk çağına ulaştı. Doğal olarak ülke kültür politikalarında daha aşılacak çok virajlar bulunmakta. Ama bu potansiyel güç, bir çok çözüm geliştirecektir.
International Theatre Institute UNESCO - Uluslar arası Tiyatro Enstitüsü UNESCO 1982’den bu yana her 29 Nisan’da Dünya Dans Günü’nü kutluyor. Klasik balesiyle, modern dansıyla, tiyatro balesiyle, caz ve salon danslarıyla, folklör danslarıyla Dünya Dans Gününe “Merhaba!”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder