Mudanyalı çocuklar ve Mark Dubois
- Bu satırlar 22 Nisan Dünya Günü'nde sabah, Mudanya'da yapılan Dünya Günü töreninden sonra uğradığımız Tirilye'den, (Zeytinbağ Belediyesi) bilgisayar sistemi ve internet bağlantısından yararlanılarak yazılıyor! -
Bu yıl, "Evimizi Koruyalım!" ana teması ile kutlanan "dünyanın yaşgünü"nde, Türkiye'deki temel etkinlik, yalnız doğal çevresi ile değil, tarihi evleri ile de hatırı sayılır bir koruma örneği oluşturmaya başladığı için Mudanya'da yapıldı. 1970'de bu hareketi ilk başlatanlardan biri; Mark Dubois da Türkiye'de idi. 21 Nisan'da İstanbul'da Çatalca'da yapılan "Çekül 7 Ağaç Ormanları"nın 10. yaşgünü fidan dikim törenine katılan Dubois, Mudanya'da bir sevgi çemberi ile karşılandı. Mudanya töreninin önemli bir özelliği de uydu kanalıyla internet üzerinden yapılan canlı bağlantı ile bütün dünyaya yayınlanması idi. (Yayın sayfası)... Nitekim törene katılan Orman Bakanı'nın konuşması sırasında Mudanya törenini internet'ten izlediklerini belirten Berlinli Türk'lerden gelen telefon mesajı da anons edilince, Mütareke Meydanı'nı dolduran yüzlerce çocuk ve genç alkışlayıp Berlin'e ve dünyaya el salladı...
Mudanyalı çocuklar, Mark Dubois'nın konuşması sırasında da alkış ve tezahürat ile inanılmaz anlamlı tepkiler verdiler... Aşağıda Mark'ın mesajından alıntılar:
Şimdi, şu anda neredeyiz? İnsanlık tarihinin tarihi bir dönüm noktasındayız. Şimdi nerede olduğumuzu ve geleceğimizi gösteren 3 şey var :1. Türlerin yokoluşu. 2. İklim değişikliği : Fosil yakıt kullanırken, atmosfere tonlarca karbon yayıyoruz, 3. Böcek öldürücü, diğer zehirli maddeler, genetik olarak dönüştürülmüş yiyecekler, plastiklerdeki hormonlar, uranyumlu mermiler, çevreye uzun dönemde olumsuz etkileri olan icatlardan bazı örneklerdir.
İyi örnekler de var: a) Davos iş dünyası liderleri, birkaç ay önce New York’ta, uluslararası bir gündem oluşturmak için toplandıklarında, Brezilya Porto Alegre’de 60 000 vatandaş, “bir başka dünya mümkün!” diyorlardı.
Atölye çalışmaları, seminerler, şarkılar ve danslarla, dünyanın sosyal ve çevresel çözümlerini vurguladılar...b) Avrupa Birliği, genetik olarak dönüşüme uğratılmış yiyeceklerle kumar oynamaya henüz hazır olmadığını söylüyor.c) Bolivya’da halk, Dünya Bankası ve Bechtel Şirketleri’nin içme suyu özelleştirmelerine karşı ayaklanmış ve baskı uygulamakta. d). Güney Afrika, Soweto’da halk, topraklarını ağaçlandırmaya ve geri dönüşümle ilgili iş alanları yaratmaya başlıyor. e) Pek çok iş dünyası lideri, atıkları bertaraf ederek çevreyi korurken, aynı zamanda para da kazanabileceklerini keşfediyorlar. f) Hükümetler, yerel ve ulusal çevre kanunlarını hayata geçirmek için, artan sayılarda, bu işe gönül vermiş elemanları istihdam etmeye başlıyorlar. Tıpkı, bugün Mudanya’da yeni bir Dünya Günü ormanı başlatacak olan Orman Bakanınız gibi, tıpkı buradaki kültür mirasını koruyan Mudanyalılar gibi... (Alkışlar) g) Her geçen gün daha fazla birey, hayatları için daha iyi seçimler yapmaya başlıyor. Seçimin yalnızca genel seçimlerde oy vererek yapılmadığını her gün daha iyi anlıyoruz... Çok fazla iyi haber var. Ama bu iyi haberlerin güçlü akımı, yokedici süreçleri durdurmak için, yeterince güçlü ya da kalıcı değil. Henüz değil...
Peki, gidişat nereye? Bu, size ve bana bağlı. Biz her gün, yaptığımız seçimlerle, dünyayı birlikte yaratırız. İhtiyacımız olduğu zaman, başarıya ulaşabiliyoruz.Bu yolda yürürken, birkaç araç bize yardımcı olabilir :
Sabır ve azim. / Sorumluluk ve hesap verebilirlik. / Kim demiş dünyayı değiştiremezsiniz diye? İçinde yaşadığımız kritik zamanlar, bizi, hayal ve isteklerimizi gerçekleştirmek için konuşmaya ve çalışmaya davet ediyor. Bundan böyle, bir farklılık yaratamazmışız gibi davranmamak zorundayız!
İletişiminizi güçlendirin. Bizi çevreleyen doğanın nimetleri ve komşularımızla daha çok ilişkiye geçmeliyiz. “Onlar” ve “düşmanlar” diye birşey yoktur. Türkiye, her zaman, yolların kesişim noktasında ve tarihin merkezinde yeralmıştır. Türkiye, aynı zamanda, çağlar boyu, iki dünyanın köprüsü olmuştur. Şimdi, sizin için çok özel bir davetim var. Şimdi, dünya bir yol ayrımındadır. Bu mucizevi kırılgan gezegen ve onu paylaştığımız tüm varlıklarla birlikte, birbirimizle yaşayıp yaşamayacağımız bu yol ayrımına bağlıdır. Sizin atalarınız, bütün dünyanın hala çok ilgisini çeken bu olağanüstü anıtları inşa etmek için yaratıcı dehalarını kullanmışlar ve çok çalışmışlardır. Şimdi siz de, gelecek kuşaklarınızı, onlara hayrete düşürecek güzellikte yeniden canlandırılmış bir doğal çevre ve doğru korunmuş bir tarihi mirastan oluşan bir dünya yaratmak için aynı yaratıcılığı ve çalışkanlığı kullanabilirsiniz.
Gelecek bizim ellerimizdedir. Özellikle de gençliğin... “Küçük Güzeldir” kitabının yazarı Bucky Fuller’ın söylediği gibi, hepimiz bir “Dünya Uzay Gemisi”nde yaşıyoruz. Bu geminin yolcuları yok, sadece mürettebatı var. !
Yayın: 25 Nisan 2002, Milliyet Kültür ve Sanat Eki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder