Cumhurbaşkanı Edirne'ye niye gitti?
Edirne’de yapılan “Doğal ve Kültürel Mirası Geleceğe Taşıyan Güçbirliği” genel başlıklı Tarihi Kentler Birliği Toplantısı'nın açılışında, Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye’nin durumu ve kültür politikaları konusunda, her satırı çok önemli mesajlar yüklü bir konuşma yaptı. Edirne’den Türkiye gündemine en çok yansıtılan şey ise bu konuşma ve bu toplantıdaki önemli gelişmeler değil, Cumhurbaşkanı’nın “şartlar oluşursa Meclisi fesih yetkisini kullanabileceği” yolundaki sözleri oldu doğal olarak. Bu “doğal olarak”ın “o kadar da doğal olmayacağı”, -öyle ya, Cumhurbaşkanı kalkıp Edirne’ye niye gitmişti?- kültürün, günlük politika kadar önemseneceği günlerin yakın olması dileğiyle, konuşmadan bazı alıntılar:
" Yaklaşık bir yıl önce buluştuğumuz Kars toplantısından bu yana, Antakya, Tokat, Şanlıurfa ve Kayseri'de, sonuçlarını yakından izlediğimiz bir dizi toplantı gerçekleştirildi... Tarihi Kentler Birliği'ni, kentlerin gerçek sahipleri yurttaşlarımızın, yerel yönetimlerimizin öncülüğünde kentlerine sahip çıktıkları, demokratik bir platform olarak değerlendiriyorum... Türkiye'nin Avrupa Tarihi Kentler Birliği üyeliğine kabulünü, Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde önemli bir adım olarak görüyorum... İnanıyorum ki, Türkiye özkimliğini oluşturan tarihsel ve kültürel değerlerini koruyup, bunları evrensel değerlerle bütünleştirerek Avrupa Birliği'nin üyesi olacaktır.
Kendi özdeğerlerini korumayan toplumların evrensel değerler sistemiyle bütünleşmesi beklenemez... Kendi kültürüne, tarihsel değerlerine, yaşadığı yere sahip çıkan, farklı kültürlerin düşünce ve eserlerine saygı duyan birey ve kuruluşlar, demokrasinin korunması ve geliştirilmesinin en önemli güvencesidir... Kentler, insanlık tarihinin aynasıdır... Sağlıklı ve kişilikli bireyler ancak kültür ve çevre değerlerinin korunduğu kentlerde yetişebilirler. Geçmişi, bugünü ve geleceği kucaklayan kentlerin çağdaş kimliği, bireyin kişiliğinin oluşmasında önemli rol oynar... Kentlerimizin tarihsel dokusunun ve kültür birikiminin korunmasının önemine dikkat çekerken, bunu, doğal çevrenin korunmasından bağımsız düşünemeyeceğimizi de belirtmek isterim... Kentlerin edilgen kimliksiz bireyleri olmak yerine, kent politikalarına katılan, kentin kimliğini koruyan etkin yurttaşlar olarak geleceğe yön vermeliyiz. Bu konuda yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir...
Kentleşme, kentlileşme olgusunu da içeren bir süreçtir. Projelerin ve planların uygulanmasında ilgili kurum ve kuruluşların eşgüdümü kadar, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların desteği de büyük önem taşımaktadır...
Türkiye'nin Avrupa'ya çıkış yolu üzerindeki Balkanlar bölgesinin, Türkiye'nin çevresinde oluşturulması temel ereğimiz olan dostluk ve işbirliği kuşağının önemli bir parçası olmasını diliyoruz... Edirne'nin...tarihsel ve stratejik konumu, kente sorumluluklar yüklemektedir. Bölgesel dayanışma ve işbirliğinin sağlanmasında, Edirne önemli bir görev üstlenebilir. Tarihi Kentler Birliği'nin Edirne toplantısının, bu düşüncenin yaşama geçirilmesi için somut bir adım oluşturacağına inanıyorum..."
YAYIN: 19 Eylül 2002, Milliyet Kültür ve Sanat Eki