Salı, Ocak 05, 2016

M. ŞEHMUS GÜZEL'DEN: "PARİS'İN NABZI METRODA ATAR"!

Yeni Yıl'ın bu ilk yazısı, yeni yıldan bir iki gün önce, "paylaşılmamak" kaydı ile bana yollanmış bir "armağan" hakkında olacak ama artık onu sizlerle de paylaşmam serbest!

Bu çok ilginç bir armağandı. Tıpkı ressamının "bitti" dediği bir resme ilk kez bakmak,  bestecisinin "tamamdır" dediği bir müziği ilk dinleyen, bir dostunuzun yeni doğan bebeğini ailesinden sonra ilk kez gören olmak gibi duygular uyandıran bir armağan! 
Son benzetiyle yola devam edersek, onu gönderen zaten "çok çocuklu" olup,  daha önceleri Web'de Kültür Sanat'a da ilginç içerikleriyle "armağanlar" yollamıştı: M. Şehmus Güzel

Ne rastlantı ki ilk armağanı da sekiz yıl önce gene bir yılbaşı arefesinde gelmişti... Paris'te yaşayan Sayın Güzel ile bugüne kadar hiç yüzyüze tanışmadık. Internet üzerinden tanışmamız ise, sevgili Güneş Karabuda ağabeyin, Yaşar Kemal fotoğrafları sergisi için Paris'e gidişimizin ardından yazdığım bir yazıdaki alıntı vesilesi ile olmuştu.

Eh, bu takdimden sonra -onu tanımayan ama yukarıdaki bağlantıları tıklayanlar- onun kim olduğunu çoktan görmüşlerdir... Tanıyanlar ise zaten sözünü ettiğim armağanın ne olduğunu anlamışlardır. 
Evet, "Paris'in Nabzı Metroda Atar"dan sözediyorum. Şöyle bir e.posta mesajına ekli olarak geldi:

"...Uzun zamanlar öncesinde iletişim kurmuş, birkaç yazımı sitenizde yayınlamış, okuyucularınızla paylaşmıştım. Yaklaşan yeni yıl vesilesiyle, geçmiş yılların kiminde yaptığım gibi, yeni yıl armağanı olması arzusuyla bir e-kitap hazırladım: PARİS'İN NABZI METRODA ATAR. 
...Hakiki bir kitap gibi yayınlanacak biçimde, ön kapağı, arka kapağı ve benzeri bütün unsurlarıyla hazırladığım bu kitabın Paris'i ziyaret edenlere, edeceklere ve merak edenlere yararı olacağını umuyorum. 
NOT: Bu çalışmayı basılı biçimde hakiki bir kitap ve/veya e-kitap olarak sunmak üzere çalışmalarımı da sürdürüyorum. Bu iş biraz zaman alacağa benziyor. Bu konularda bir gelişme olursa  ayrıca bildiririm..."

Pdf formatında yolladığı kitabın içeriğine hızla gözatarken bile birçok yerinde takılıp kaldım ve benim de anılarım olan istasyonlarla ilgili bölümlerin tamamını okumadan edemedim. "Paris'in Nabzı Metro'da Atar"; harika bir kitap. Hem bilgi verici, hem eğlendirici ve düşündürücü, hem sanatlı, hem de bir rehber kadar işlevsel... Tekrar çok teşekkürler Sayın Güzel... 

Yazarının tasarımı kitap kapağı...


Sayın Güzel, şimdi 2016 yeni yıl armağanını isteyen herkesle iki site üzerinden paylaşıma açmış bulunuyor:
1. İnsanOkur.Org: Prof. Dr. M. Şehmus Güzel / Paris'in Nabzı Metroda Atar
2. Ceride-i Mülkiye: Sayın yazarın kitabı Takdimi ve bağlantı.

Paris Metro Haritası
Kitabın Bölümleri: 
Sunu - 
"Kül tablası adam" / Nerede o eski metrolar / Metropolitain / Metrosuz olmaz Paris / Sürücüsüz metro / İntihar istasyonları / Vurdumduymaz / Onaltı hat / "Yeni kentler" ve RER / 58.000 Kişilik dev şirket / "Fransa Adası" / Aynalar aynalar / Dikkat denetim! / Metroda lifting / Grev Meydanı / En yeni metro istasyonları / Metro şık metro şok / Robespierre’i de sorun / "Yeraltında Ahenk" / Tarihin bıraktığı / Metroda rock’n’roll / Metro "Divan" / Farzet ki bir serüven / Hırsız var / Cumartesi metroları / Biletiniz ? / "Dönen grevler" / Grev Parislileri insanlaştırıyor / Değişen günlük alışkanlıklar / Kamyonlar / Ya sonra / "Ofsayta düşmek istemiyorsanız" / Yeraltı çeteleri / Yaşam ve ölüm / Metronun yeni yüzü / Reklamlar : Daha çok tüketim, daha çok "firar" / Duvar gazetesi / Durak : Ölümün eşiğinde / Çankırılı Mehmet / İncelik / Aşk ve cinsellik dilencileri / Kısa kesilmişler / İçindekiler

Kitaptan Bir "Tadımlık":


"EN YENİ METRO İSTASYONLARI

Cluny-La Sorbonne metro istasyonu, Paris'in ünlü öğrenci mahallesi Quartier Latin’de. Mahalle kadar namlı Saint-Germain ve Saint-Michel bulvarlarının kesiştiği noktada. La Chope, Le Grand Cluny, Le Petit Cluny, ikisi birden veya ayrı ayrı, L’Escholier, Le Ramses gibi kahvehanelere/café’lere, anılarımıza ve gençliğimize ve ütopyalarımıza ve Sorbonne nam mekana ve bilhassa Auguste Comte heykeline iki adım. Paris’in tam göbeğinde. Adı üstünde işte Sorbonne’a iki adım diyorum ya.
Le Grand Cluny 1980’lerin başından itibaren uzun zaman Paris VII. Üniversitesi’ndeki derslerimden sonra her akşam üzeri düzenli uğradığım, oturduğum, eş, dost, meslektaş ve arkadaşlarla buluştuğum café. Türkiye’den ziyarete gelen dostlarla akşam yemeği öncesinde buluştuğumuz mekan. Birer kahve veya birer bardak bir şey içip söyleşme olanağı bulduğumuz yer. Özellikle birinci kattaki salonu: Rahat, bulvarların otomobil ve insan seli gürültüsünden uzak. Korkut Boratav, Mete Tunçay, Türker Alkan, Cevat Geray hemen ilk aklıma gelenler..."

Yukarıdaki alıntıda sözü geçen, benim de -kızımdan dolayı-
en sevdiğim istasyonlardan: "Cluny La Sorbonne"

Fotoğraf-Kaynak: Wikimedia Commons














-------------------------------------------------------------------------------------------------------
(*) Haddim olmayarak yazarına ilk tepkim, bu kadar emek verilmiş bir içeriğin yalnızca "free" ve Türkçe bir e.kitap değil, başta Fransızca olmak üzere batı dillerine de çevrilmiş, hatta matbaa baskısı bir kitap olması gerektiği oldu. "Özgür Yazılım" ya da "Açık Kaynak" konusunun en başından beri ciddi taraftarıyım. Ama "özgür içerik" konusunda hala soru işaretlerim var (buradaki "özgür" esasen "free"; "ücretsiz" bağlamında olup, Türkçe'ye çevrilirken "özgür"ü kullanmak yeğlendiği için böyle kalmış durumda). Öte yandan bazı ülkelerde ve -her ne kadar "temellük" gibi eski bir sözcüğü kullanarak da olsa- bizde de Internet ortamında "özgür içerikler" bulunması için ciddi çabalar veriliyor. 

Hiç yorum yok: